Years
2023
2022
2021
2020
2019
2018
2017
Categories
Authors
- Ali Yasin Kafes (1)
- Aslı Zeynep Başabak Bhais (1)
- Aybüke Kaplan (1)
- Birgül CUMURCU Hatice (1)
- Burcu YÜCETÜRK (1)
- Caner ASLAN (1)
- Duygu KILIÇ ÖZTAN (1)
- Gökben Hızlı Sayar (2)
- Gül ERYILMAZ (1)
- Gül Eryılmaz (1)
- Gürler GÜZ (1)
- Gürler Güz (1)
- Hasan Kaya (1)
- Hatice Özyıldız Güz (1)
- Işıl Göğcegöz (1)
- Mustafa AKAN (1)
- Nesrin Dilbaz (2)
- Rüstem Mustafaoğlu (1)
- Sedef KOÇ BAL (1)
- Selami Ülker (1)
- Sever Yıldırım (1)
- Simge ALEVSAÇANLAR CÜCÜ (2)
- Tijen ŞENGEZER (1)
- Türker Tekin Ergüzel (1)
- Zakirov Fagan (1)
- Çetin Alptekin (1)
- Özlem Bolat Kaya (1)
ARTICLES
Review Article
TÜKETİM SOSYOLOJİSİ: TEKNOLOJİ BAĞIMLILIĞI ÜZERİNE BİR ARAŞTIRMA
Aybüke Kaplan
2019, 3(1), s:31-41
Teknolojik gelişim ile tüketiciye sunulan ürünlerin çeşitlenmesi ve cazip hale getirilmesi bazı sorunlara neden olmaktadır. Karşılaşılan bu sorunların temel sebebi ürün kullanım süresini kontrol edememektir. Teknolojinin kontrolsüz kullanımı birçok davranışsal bağımlılığa sebep olmaktadır. Davranışsal bağımlılıkta bir alt boyut olarak kabul edilen teknoloji bağımlılığı da bu süreçte öne çıkan bir sorundur. İnsanların, artan şekilde teknolojiye bağımlı olmasının bireylerin kimliklerini ve dahası tüketim tercihlerini değişime uğrattığı saptanmaktadır. Ergenlik döneminde daha baskın olarak bireyler kendilerini ifade ederken materyalist tutum sergileyebilmektedir. Bu sebeple bireylerin, topluluk içinde kendini ifade etme biçiminin, tükettiği eşyaya endekslendiği düşünülmektedir. Örneğin tercih edilen telefon markası, bilgisayarın sahip olduğu özellikler gibi pek çok kişisel odaklı tercih algısında temel belirleyici olan öğe, bireyin tükettiği ya da benimsediği şeye odaklıdır. Bu makalede medya ve iletişim araçları ile teknolojik ürünlere yönelik yaratılan ihtiyaca bireylerin duyduğu yoğun talebin sebebi açıklanmıştır. Bununla birlikte gösterişçi tüketimin günümüzde kendini gösterdiği bu bağlamı ile teknoloji bağımlılığı, sosyolojik bakış açısı ile incelenmiştir.
Review Article
Ali Yasin Kafes,Selami Ülker,Gökben Hızlı Sayar
2018, 2(2), s:54-58
Yeme bağımlılığı son yıllarda, özellikle obezite yaygınlığının arttığı toplumlarda, giderek artan ölçüde ilgi çeken bir konu haline gelmiştir. Aşırı karbonhidrat tüketen bireylerde bu yiyecekleri tüketme davranışının bir tür bağımlılığa dönüştüğü ortaya atılmaktadır ve bu bireylerde gözlemlenen tutumların bağımlılıkta sürekli gözlemlenen temel belirtilerle ortak olabildiği bildirilmektedir. Yeme bağımlılığında da tıpkı madde bağımlılığında olana benzer bir ödül sistemi bozulmasından bahsedilmekte, önerilen model klinik ve deneysel çalışmalarla desteklenmeye çalışılmaktadır. Bu gözden geçirme yazısında yeme bağımlılığı tanımlanacak, madde bağımlılığı ile arasında klinik örtüşme, etiyolojik faktörler ve tedavi seçeneklerinden bahsedilecektir.
Review Article
İkincil Kumar Oynama Bozukluğu
Gül Eryılmaz,Işıl Göğcegöz
2018, 2(2), s:59-61
Patolojik kumar, sosyal, mesleki ve aile hayatında önemli kayıplara neden olabilecek bir beyin hastalığıdır. Bu yazıda, ikincil veya iyatrojenik olarak adlandırılabilecek kumar bağımlılığı davranışı gözden geçirilmiştir.
Review Article
BARİATRİK CERRAHİDE PSİKİYATRİK DEĞERLENDİRME: RİSKLER VE YARARLAR DENGESİ
Nesrin Dilbaz
2017, 1(2), s:53-55
Obezite sıklığı dünya genelinde giderek artmaktadır ve hemen tüm sağlık çalışanları obezitenin tedavisi ve yönetiminde yer almaktadır. Bariatrik cerrahi, kilo kaybı ve genel sağlık üzerinde düzelme sağlaması açısından etkili bir yaklaşım olarak kabul edilmektedir. Bariatrik cerrahi adaylarının cerrahi öncesi psikiyatrik değerlendirilmesi, önemi literatürde gösterildiği üzere gerekli görülmektedir. Bir grup deneysel çalışma ise bariatrik cerrahi hastalarında yüksek bir oranda psikiyatrik eş tanının bulunduğunu bildirmektedir. Çalışmalar bariatrik cerrahi sonrasında belli psikiyatrik belritilerin azaldığına işaret etmektedir. Yine de bazı bariatric cerrahi hastalarında kilo kaybının başarısız olması ve özkıyım görülmesi, cerrahi sonrası izlemin cerrahi öncesi dikkatli değerlendirme kadar önemli olduğunu göstermektedir. Ne yazık ki bariatric cerrahi hastaları için, ruh sağlığı profesyonellerine rehberlik yapacak bir kılavuz halihazırda bulunmamaktadır. Bu gözden geçirmede bariatrik cerrahi hastalarının hem cerrahi öncesi psikiyatrik değerlendirilmesi hem de cerrahi sonrası psikiyatrik izlemlerini içeren psikiyatrik yönetimlerine odaklanılmıştır.
Review Article
PATOLOJİK KUMAR BAĞIMLILIĞINDA DAVRANIŞSAL İNHİBİSYON
Gürler Güz,Hatice Özyıldız Güz
2017, 1(2), s:65-71
Kumar oynama bozukluğu DSM-5 ile birlikte, dürtü kontrol bozukluklarından çıkarılmış, madde ve ilişkili bozukluklar başlığına alınmıştır. Madde kullanım bozukluklarında görülen ödül ve ceza sistemlerinde hatalı işlemelerin kumar oynama bozukluklarında da görülmesi, bu değişiklikteki nedenlerden biridir. Patolojik kumar bağımlılığının gelişmesinde ve sürdürülmesinde dürtüsellikten çok, davranışı inhibe edememenin önemli rolü olduğu gösterilmiştir. Baskılamada gecikme olması yürütücü işlevlerden biridir ve özellikle prefrontal bölge disfonksiyonuna bağlıdır. Bu nedenle araştırmalar, kumar oynayanlarda bu bağlamda beyin fonksiyonlarını da incelemiştir. Bu derlemede, patolojik kumar oynama bozukluğunda dürtüselliğin yeri, kumar davranışını inhibe edememe (durduramama) ile ilgili çalışmalara ve davranışı durduramamayı etkileyen nedenlere yer verilecektir.
Review Article
ALKOL KULLANIM BOZUKLUĞUNUN GENETİĞİ
Hasan Kaya,Özlem Bolat Kaya,Nesrin Dilbaz
2017, 1(1), s:33-46
Giriş: Alkol kullanım bozukluğu (AKB); olumsuz duygusal, fiziksel ve sosyal sonuçlara yol açan zararlı içme paternleriyle karakterize olan kronik psikiyatrik bir bozukluktur. İkiz, aile ve evlat edinme çalışmaları genetik faktörlerin AKB patogenezinde kritik rol oynadığını tutarlı bir şekilde göstermiştir. AKB’ye yatkınlık üzerinde etkili genleri belirlemeyi amaçlayan birçok çalışma yapılmıştır. Bu derlemede, ikiz çalışmaları, bağlantı çalışmaları, aday gen çalışmaları ve genom boyu ilişki çalışmalarını (GWAS) içeren, AKB ile ilgili yapılmış genetik araştırmalar gözden geçirilmiştir. AKB’nin çok sayıda gendeki varyasyonlarla gelişme riski belirlenen kompleks bir genetik bozukluk olduğuna dair kanıtlar giderek artmaktadır. Bu genlerden bazıları belirlenmiştir; alkol metabolizmasında rol oynayan ADH1B ve ALDH2 bunlar içinde en güçlü kanıtlara sahip olunan genlerdir. GABRA2, DRD2, OPRM1, MAOA VE PECR genlerini de içeren bazı genlerin varyantaları üzerindeki çalışmalara devam edilmektedir. Daha fazla varyant analiz edildikçe ve yeni meta-analizler yayınlandıkça AKB riskini etkileyen birçok gen ve yolağın bir arada değerlendirildiği bir bakış açısına sahip olmak mümkün olacaktır.